Bir KOBİ veya startup için SEO, genellikle daha fazla trafik ve potansiyel müşteri kazanma hedefleriyle sınırlıdır. Peki, zaten pazarında tanınan, on binlerce sayfaya sahip, birden fazla ülkede faaliyet gösteren, marka itibarı en değerli varlığı olan dev bir kurumsal yapı için SEO ne anlama gelir? Bu noktada, standart SEO hizmetleri yetersiz kalır. Çünkü kurumsal dünya, kendine

Bir an için durup düşünelim: İnternette bir şeyi “nasıl yapacağınızı” öğrenmek istediğinizde, bir ürünün detaylı incelemesini aradığınızda veya karmaşık bir konu hakkında görsel bir anlatıma ihtiyaç duyduğunuzda ilk nereye bakıyorsunuz? Büyük ihtimalle cevabınız: YouTube. İşte bu içgüdüsel cevap, birçok işletmenin hala farkında olmadığı devasa bir gerçeği ortaya koyuyor. YouTube, sadece kedi videolarının veya müzik kliplerinin

Türkiye’de e-ticaret yapıyorsanız veya yapmayı düşünüyorsanız, yolunuzun kesiştiği veya kesişeceği bir dev var: Trendyol. Milyonlarca aktif kullanıcısı ve her gün gerçekleşen on milyonlarca arama ile Trendyol, sadece bir alışveriş sitesi değil, aynı zamanda devasa bir “ürün arama motorudur”. İşletmeniz için harika ürünler listelediniz, stoklarınızı hazırladınız ve satış yapmaya hazırsınız. Ancak bir sorun var: Müşteriler sizi

İşletmeniz için SEO hizmeti almaya karar verdiniz ve farklı uzmanlardan veya ajanslardan teklifler istemeye başladınız. Karşılaştığınız tablo büyük ihtimalle şu şekildedir: Bir tarafta aylık birkaç yüz liralık “her şey dahil” paketler, diğer tarafta ise on binlerce lirayı bulan, size özel hazırlanmış teklifler… Bu devasa fiyat farkı, haklı olarak kafanızı karıştırıyor. “Doğru fiyat nedir?”, “SEO hizmeti

İyi bir usta, sadece yetenekli değil, aynı zamanda doğru aletlere sahip olan ve onları ne zaman, nasıl kullanacağını çok iyi bilendir. Dijital pazarlama ve SEO zanaatında da durum tam olarak böyledir. Varsayımlarla hareket etmek yerine, veriye dayalı kararlar almak, rakipleri analiz etmek ve stratejimizin sonuçlarını ölçmek için doğru SEO araçlarına sahip olmak, başarı ile başarısızlık

SEO yatırımı yapmaya karar verdiğinizde, zihninizdeki en doğal ve en haklı arayış şudur: Yaptığım yatırımın karşılığını alacağımdan emin olmak. Bu arayış, sizi sık sık şu sihirli kelime grubunu aramaya yönlendirir: “Garantili SEO Uzmanı”. Bir işletme sahibi olarak, projenizin emin ellerde olduğunu ve size somut sonuçlar getirileceğini bilmek istersiniz. Ancak SEO dünyasında “garanti” kelimesi, ne yazık

Bir startup veya KOBİ için SEO, genellikle daha fazla müşteri kazanmak ve organik trafiği artırmak üzerine odaklanır. Peki, zaten pazarında tanınan, on binlerce, hatta yüz binlerce web sayfasına sahip, ulusal veya global ölçekte faaliyet gösteren dev bir kurumsal yapı için SEO ne anlama gelir? İşte bu noktada, “standart SEO” kavramı yetersiz kalır ve yerini çok

Dijital pazarlama dünyasında bir yol ayrımına gelen birçok işletme sahibiyle konuşuyorum. SEO’nun önemini kavramışlar, yatırım yapmaya hazırlar, ancak kafaları karışık: “Büyük ve kurumsal bir SEO ajansıyla mı çalışmalıyım, yoksa işini tutkuyla yapan bağımsız bir uzmanın, yani bir freelancer’ın kapısını mı çalmalıyım?” Büyük ajansların sunduğu kurumsal yapı ve geniş ekipler cazip görünebilir. Ancak diğer yanda, standart

Türkiye’nin başkenti Ankara… Burası, sadece bir coğrafi merkez değil, aynı zamanda ülkenin en profesyonel, en analitik ve en rekabetçi iş ekosistemlerinden biridir. Ankara’da bir işletmeyseniz, başarının sadece kaliteli ürün veya hizmet sunmaktan değil, aynı zamanda doğru kitleye, doğru zamanda ve en güvenilir şekilde ulaşmaktan geçtiğini çok iyi bilirsiniz. Peki, dijital çağın bu en kalabalık meydanı

Dijital pazarlama dünyasında en sık karşılaştığım durumlardan biri, SEO’ya yatırım yapmış ancak beklediği sonuçları alamamış işletmelerin yaşadığı hayal kırıklığıdır. Genellikle sorun, SEO’nun kendisinde değil, alınan hizmetin “profesyonel” ve “stratejik” olmamasında yatar. Piyasada “SEO hizmeti” adı altında sunulan birçok teklif, ne yazık ki sadece birkaç teknik işlemden veya ezbere uygulanan taktiklerden ibarettir. Oysa gerçek bir profesyonel

Türkiye’nin başkenti Ankara… Burası sadece bir şehir değil; ülkenin idari merkezi, devasa bir profesyonel hizmetler ekosistemi ve B2B (işletmeden işletmeye) ticaretin kalbidir. Ankara’da iş yapıyorsanız, bilirsiniz ki burada rekabet, genellikle “en ucuz” olmak üzerine değil, “en iyi”, “en güvenilir” ve “en uzman” olmak üzerine kuruludur. Rakipleriniz de en az sizin kadar eğitimli, profesyonel ve işini

Web siteniz için içerik üretmenin, dijitaldeki en önemli yatırım olduğunun artık farkındasınız. Belki de daha önce yazdığım SEO uyumlu içerik hazırlama kuralları veya temel makale yazma teknikleri gibi rehberlerimi okudunuz ve temel prensiplere hakimsiniz. Anahtar kelimenizi biliyor, başlıklarınızı düzgün atıyor ve okunabilir metinler yazıyorsunuz. Peki, bir sonraki seviye ne? Herkesin temel kuralları uyguladığı rekabetçi bir

Türkiye’nin idari ve siyasi merkezi, büyük şirketlerin, önemli hukuk bürolarının, lider sağlık kuruluşlarının ve stratejik sanayi devlerinin buluşma noktası… Ankara’da bir işletme sahibiyseniz, sadece bir şehirde değil, ülkenin en profesyonel ve en rekabetçi ekosistemlerinden birinde faaliyet gösteriyorsunuz demektir. İstanbul’un devasa tüketici pazarından veya İzmir’in turizm odaklı dinamizminden farklı olarak Ankara, kendine has kuralları olan, itibarın,

Türkiye’nin en çalışkan, en üretken ve dünyaya en açık şehirlerinden biri olan Denizli’de bir işletme sahibiyseniz, tekstilden mermere, turizmden tarıma uzanan o geniş ve rekabetçi yelpazenin tam ortasında duruyorsunuz demektir. Denizli, sadece horozuyla değil, aynı zamanda durmaksızın üreten fabrikaları, dünyaya ihraç ettiği ürünleri ve Pamukkale gibi bir dünya mirasıyla da tanınır. Bu kadar dinamik bir

İşletmeniz için SEO’nun önemini kavradınız ve artık profesyonel bir destek almaya karar verdiniz. Harika! Bu, dijital büyümeniz için atacağınız en stratejik adımlardan biri. Ancak şimdi, belki de en karmaşık aşamaya geldiniz: Yüzlerce farklı “SEO paketi”, onlarca ajans ve freelancer arasından doğru olanı nasıl seçeceksiniz? Piyasayı araştırmaya başladığınızda, kafanızın karışması çok normal. Bir yanda “Aylık X

Güneşin, enerjinin ve Ege’nin sıcak kanlı insanlarının şehri İzmir… Ticaretten turizme, sanayiden hizmet sektörüne kadar her alanda inanılmaz bir dinamizme ve rekabete sahip. Bu güzel şehirde bir işletme sahibiyseniz, kalitenizi ve farkınızı dijital dünyaya doğru bir şekilde yansıtmanın ne kadar kritik olduğunu biliyorsunuz. Daha önceki İzmir SEO Stratejileri yazımda, başarının uzun vadeli ve bütünsel bir

Türkiye’nin en stratejik limanlarından birine, narenciye bahçelerine ve binlerce yıllık bir ticaret kültürüne ev sahipliği yapan Mersin’de bir işletme sahibiyseniz, Akdeniz’in sıcak rekabetini ve dinamizmini her gün yaşıyorsunuz demektir. Mersin Uluslararası Limanı’ndaki bir lojistik firmasından, Tarsus’un bereketli topraklarındaki bir tarım ihracatçısına; Mezitli’deki modern bir inşaat projesinden, Silifke’nin turistik bir oteline kadar Mersin, her sektörde devasa

Birçok işletme sahibinin SEO’ya yatırım yapmaktan çekinmesinin ardında yatan en büyük yanılgılardan biri şudur: “Başarılı SEO, aylık binlerce liralık pahalı yazılımlar ve araçlar gerektirir.” Bu, kısmen doğru olsa da, resmin tamamını yansıtmaz. Evet, Ahrefs, SEMrush gibi profesyonel araçlar derinlemesine analizler için paha biçilmezdir. Ancak size bir sır vereyim: SEO yolculuğunuzun %80’ini, bizzat Google’ın kendisinin sunduğu,

Birçok işletme, dijitalde büyümenin anahtarının SEO olduğunu bilir ve bu yolda bir yatırım yapmaya karar verir. Ancak bir süre sonra kendilerini hayal kırıklığı içinde bulurlar: “SEO hizmeti alıyoruz ama sonuçlar istediğimiz gibi değil.” Peki, sorun nedir? Sorun genellikle SEO’nun kendisinde değil, uygulanan “stratejinin” eksikliğinde veya yanlışlığındadır. Başarılı bir SEO süreci, birbirinden kopuk teknik işlemlerin veya

Yıllardır işletme sahipleriyle ve pazarlama yöneticileriyle yaptığım görüşmelerde, SEO’nun öneminin artık genel olarak kabul gördüğünü gözlemliyorum. Herkes Google’da daha görünür olmak, rakiplerinin önüne geçmek ve web sitesinden daha fazla müşteri kazanmak istiyor. Bu harika bir başlangıç. Ancak bir sonraki adımda, yani “Bu hedeflere nasıl ulaşırız?” sorusunun cevabında büyük bir kafa karışıklığı başlıyor. Piyasada “SEO hizmeti”

Dijital pazarlama dünyasında işletmelerin en sık düştüğü bir tuzak vardır: “Trafik musluğunu” sürekli olarak parayla açık tutma yanılgısı. Google reklamlarına veya sosyal medya tanıtımlarına her ay ciddi bütçeler ayrılır. Musluk açıkken, yani para harcanırken, siteye bir ziyaretçi akışı olur. Peki, bütçeyi kestiğiniz an ne olur? Musluk aniden kapanır ve web siteniz yine o ıssız, sessiz

Binlerce yıllık tarihi, eşsiz gastronomisi ve durmaksızın üreten sanayisiyle Türkiye’nin en özel şehirlerinden biri olan Gaziantep’te bir işletme sahibiyseniz, her gün omuzlarınızda hem büyük bir mirasın gururunu hem de inanılmaz bir rekabetin ağırlığını taşıdığınızı biliyorum. Bakırcılar Çarşısı’ndaki bir el sanatı atölyesinden, Nizip’teki dev bir sanayi tesisine; meşhur bir baklava markasından, en yeni teknolojiyi üreten bir

İstanbul’da bir işletme sahibi olmak, dünyanın en büyük, en kalabalık ve en dinamik okyanusunda bir gemiye kaptanlık yapmaya benzer. Fırsatlar sınırsızdır, ancak fırtınalar, dev dalgalar ve en önemlisi, sizinle aynı rotada ilerleyen binlerce rakip gemi de öyledir. Bu devasa metropolde, sadece “var olmak” yetmez. Milyonlarca işletmenin, sayısız markanın ve bitmek bilmeyen dijital gürültünün arasında sesinizi

Türkiye ekonomisinin lokomotif şehirlerinden, sanayinin ve üretimin başkenti Kocaeli’de bir işletme yönetiyorsanız, her an hissettiğiniz o dinamizmi ve yoğun rekabeti çok iyi bilirim. Gebze’nin organize sanayi bölgelerindeki devasa üretimden İzmit’in hareketli ticaret hayatına, Darıca’nın gelişen yapısından Gölcük’ün köklü sanayisine kadar Kocaeli, her sektör için devasa fırsatlar sunan, ancak aynı zamanda ayakta kalmanın büyük bir çaba

Dijital pazarlama dünyasında en sık duyduğum sorulardan biri şudur: “SEO uyumlu içerik nasıl hazırlanır?” Bu sorunun cevabı, ne yazık ki çoğu zaman “anahtar kelimeyi 3-5 kez geçir”, “yazın 1000 kelime olsun” gibi son derece yüzeysel ve artık geçerliliğini yitirmiş tavsiyelerle geçiştiriliyor. Eğer hala bu eski taktiklerle sonuç alabileceğinizi düşünüyorsanız, size kötü bir haberim var: Google

Dijital pazarlama dünyasında içerik üreticilerinin ve işletme sahiplerinin en büyük hayal kırıklıklarından birine sıkça tanıklık ediyorum: Saatlerce süren araştırmalar, özenle seçilmiş kelimeler ve büyük bir emekle ortaya çıkarılmış harika bir makale… Yayınla butonuna basılır ve o büyük heyecanla bekleyiş başlar. Sonuç? Derin bir sessizlik. Ne bir ziyaretçi, ne bir yorum, ne de bir sıralama. Eğer